Kazım Karabekir
Kazım Karabekir Paşa
İstiklal Savaşımızın önde gelen kahramanlarındandır. İlk adı Musa Kazım olan Kazım Karabekir Paşa’nın babası, Karaman’a bağlı Kazım Karabekir ilçesi eşrafından, Mehmet Emin Paşa’dır. Babası İstanbul’da jandarma subayı iken, 1882 yılında, burada doğdu. Fatih Askeri Rüştiyesi’nde ve Kuleli İdadisi’nde okudu. 1902’de Harbiye’den, 1905 ’te Harp Akademisinden mezun oldu.
Bu tarihten itibaren, kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. 31 Mart Vakasını bastıran Hareket Ordusu’nda ve Arnavutluk isyanını bastıran kolorduda görev aldı. Osmanlı Devleti’nin değişik bölgelerinde görev yaptıktan sonra Çanakkale Muharebelerine katıldı. Buradaki başarılarından dolayı albaylığa yükseldi. Irak Cephesinde görevlendirilen Kazım Karabekir, burada İngilizlerle savaştıktan sonra 1917 yılında II. Kolordu Komutanı, 1918 yılında da I. Kafkas Kolordusu Komutanı oldu.
Kolordusu ile 1918 Şubat’ında Erzincan ve Erzurum’u, Rus askerleriyle takviye edilmiş, Ermeni ordusundan kurtardı. Sarıkamış’taki kolordumuzla birlikle, Kars ve Gümrü’yü aldı. Bu hizmetlerine karşılık, 1918 Temmuz’unda Mirlivalığa yükseldi. Kazım Karabekir, Ermeni ordusunu dağıttıktan sonra, İran Azerbaycanı’nı aldı ve burada İngilizleri yenilgiye uğrattı. Mütareke yapılıncaya kadar, İran Azerbaycanı ve bir kısım Ermenistan topraklarını hakimiyetinde tuttu.
Mondros Mütarekesi imzalanınca, İstanbul’a çağırılan Kazım Karabekir Paşa, İstanbul’da görev almanın, vatanın ve milletin yok edilmesine seyirci kalmak olduğunu anladı ve Mustafa Kemal’le anlaşarak Doğuda görev istedi. 1919’da Erzurum’daki Şark Cephesi Komutanlığına atandı.
İstiklal Savaşı’nı başlatmak üzere Anadolu’ya gelen Mustafa Kemal’e en büyük destek, Kazım Karabekir Paşa’dan geldi. "Bütün kolordumla emrinizdeyim. Bütün emirleriniz, yine eskisi gibi, harfiyen ve derhal yerine getirilecektir." diyerek eşi az bulunur bir vatanseverlik örneği sergiledi.
Kazım Karabekir, TBMM tarafından kendisine verilen bazı yerlerin kurtarılması görevini başarıyla yerine getirdi. Ermeni ordusunu bozguna uğratarak Kars, Ardahan ve Artvin’i, vatan topraklarına yeniden kattı. Gümrü ve Kars Anlaşmaları, Onun başkanlığında imzalandı. Bu başarılarından sonra "Şark Fatihi" olarak anılmaya başlandı.
 
Kazım Karabekir, Kurtuluş Savaşımızın her kademesinde görev aldı. Her görevi üstün bir başarıyla yerine getirdi, Mustafa Kemal’le her zaman yan yana ve Onunla birlikte olmuştu.
Kurtuluş Savaşı’nın bitmesinden sonra, 1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu ve başkan seçildi. Bir süre sonra Mustafa Kemal’e İzmir’de suikast düzenleyenler arasına adı karıştırıldı. İstiklal Mahkemesi’nde yargılanan Kazım Karabekir, suçsuz bulundu. Ancak, ömrü boyunca, hemen her cephede Türk Milleti için savaşmış, büyük başarılar kazanmış, emrindeki askeri birliklerle hiç tereddüt etmeden Atatürk’ün emrine girmiş; İstanbul Hükümeti kararlarını dinlememiş bir kahramanın adının, böyle bir talihsiz olaya karıştırılması bağışlanmaz bir hata olmuştur.
Nitekim bu duruma çok üzülen Kazım Karabekir siyasetten çekilmiştir. 1938 yılında İstanbul Milletvekili seçilmiş, 1946 yılında Meclis Başkanlığına getirilmiştir. 26 Ocak 1948’de Ankara’da vefat etmiştir.
Eserleri: Yaşadığı olayları günü gününe kaydetme alışkanlığına sahip olan Kâzım Karabekir’in eserleri daha çok hâtırat türündedir. Hayatım (İstanbul 1995) çocukluk ve gençlik yıllarında tuttuğu notlardan oluşmakta ve 1908’de son bulmaktadır. Hayatının bundan sonraki kısmı İttihat ve Terakkî, I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele ile ilgili eserlerinde bulunmaktadır. İttihad ve Terakki Cemiyeti (1896-1909) Neden Kuruldu? Nasıl Kuruldu? Nasıl İdare Olundu? (İstanbul 1993); Birinci Cihan Harbine Neden Girdik? Nasıl Girdik? Nasıl İdare Ettik? (İstanbul 1938; I-II, İstanbul 1994); Erzincan ve Erzurum’un Kurtuluşu (İstanbul 1939, 1994) ve Sarıkamış, Kars ve Ötesi (İstanbul 1994) ilk dönemde yazdığı eserleri arasında yer alır. Milliyet gazetesindeki yazılara cevap vermek üzere kaleme aldığı ve daha matbaada iken yakılan İstiklal Harbimizin Esasları adlı kitabının (İstanbul 1933) ikinci baskısı 1951’de yapıldı. 1940’lı yıllarda paşanın daha değişik bir üslûpla yeniden yazdığı bu eseri Paşaların Hesaplaşması, İstiklal Harbine Neden Girdik? Nasıl Girdik? Nasıl İdare Ettik? adıyla yayımlandı (İstanbul 1992). Ayrıca Kâzım Karabekir Anlatıyor (İstanbul 1993); Paşaların Kavgası, Atatürk-Karabekir (İstanbul 1995) adlı kitaplar da onun eserlerinden derlenmiştir. Türk ordusuna ithaf ettiği İstiklal Harbimiz (İstanbul 1960) Kâzım Karabekir’in en önemli eseridir. Mondros Mütarekesi’nden Lozan Antlaşması’na kadar cereyan eden olayları belgeleriyle birlikte ele alan bu eser savcılık tarafından toplatılmışsa da daha sonra mahkemece serbest bırakılmıştır. Bu eserlerin yanı sıra Kâzım Karabekir’in araştırma ve inceleme türü eserleri de bulunmaktadır.